Benim Yolculuğum projesiyle kronik hastalar artık yalnız değil

benim-yolculugum-projesiyle-kronik-hastalar-artik-yalniz-degil-06111904

Benim Yolculuğum projesiyle kronik hastalar artık yalnız değil

  • Proje için oluşturulan Benim Yolculuğum deneyimleme alanı, kronik hastalıklarla mücadele eden hastaların psikolojik dünyasını gözlemleme ve dileyen herkese kendi yolculuklarına çıkma şansı sunuyor. Projeye destek veren oyuncu ve sunucu Ceyda Düvenci ve diğer katılımcılar da proje kapsamında kendi yolculuklarını deneyimlediler.
  • Benim Yolculuğum projesi kapsamında çekilen 8 video astım, KOAH, sedef, kalp yetersizliği, multipl skleroz (MS) ve ankilozan spondilit (AS) hastalıklarıyla mücadele eden hastaların psikolojik olarak nasıl etkilendiklerini konu alıyor. Projeyle, benzer süreçleri yaşayan hastalara ve hasta yakınlarına destek sağlanması hedefleniyor.

İstanbul, 6 Kasım 2019 Novartis, kronik hastalıkların bireyler üzerinde yarattığı psikolojik boyuta dikkat çekmek ve toplumda farkındalık yaratmak için Benim Yolculuğum projesini başlattı. Akciğer Hastaları Dayanışma Derneği, Ankilozan Spondilit Hasta Derneği, İzmir Multipl Skleroz Derneği, KOAH Hastaları Derneği, Sedef Hastaları Dayanışma Derneği ve Türkiye Multipl Skleroz Derneği’nin destekleriyle başlatılan Benim Yolculuğum projesinin basın lansmanı 6 Kasım’da İstanbul’da gerçekleşti. Oyuncu ve sunucu Ceyda Düvenci’nin moderatörlüğünde, Novartis İletişim ve Hasta İlişkileri Direktörü Nilüfer Gürpınar Güner, Klinik Psikolog Funda Kıvrıkoğlu Yalçınkaya ve Klinik Psikolog Nuray Sarp Kulkara’nın katılımıyla düzenlenen basın lansmanında Benim Yolculuğum projesinin detayları paylaşılarak kronik hastalıkların hasta ve yakınları üzerinde yarattığı psikolojik boyut tartışıldı.

“Bu yolda yalnız değilsiniz!”

Novartis olarak 1957’den bu yana insanların yaşam kalitesini artıracak ve ömürlerini uzatacak yeni yollar keşfetmek hedefiyle çalıştıklarını belirten Novartis İletişim ve Hasta İlişkileri Direktörü Nilüfer Gürpınar Güner, “Bizim önceliğimiz her zaman hasta ve hasta yakınları. Onlara daha iyi hizmet verebilmek için şirketimiz bünyesinde Hasta İlişkileri departmanını kurduk. Hasta dernekleriyle de yakın temas halinde çalışıyoruz. Düzenli aralıklarla gerçekleştirdiğimiz toplantılarda hasta ve hasta yakınlarıyla ilgili süreçleri masaya yatırıp her anlamda onlara destek olmanın yeni yollarını arıyoruz” dedi.

Benim Yolculuğum projesinin bu toplantılar neticesinde ortaya çıktığını belirten Güner, “Benim Yolculuğum projesi kronik hastalığı olan bireylerin hastalığın teşhisi konduktan hastalığı kabulleniş sürecine kadar karşılaştıkları zorlukları içeriyor. Proje kapsamında, klinik psikologlar eşliğinde hasta derneklerinin yönlendirdiği hastalarla görüşmeler yaptık. Hastaların hastalığı kabulleniş süreçlerini 8 videoda topladık. Her hasta bu videolarda kendinden bir parça bulacak. Bu videoların kronik hastalığı olan bireylere ilham vereceği inancındayız. Hastalarımız bu yolculukta yalnız değiller” dedi.

Türkiye’de kronik hastaların yaşadıkları psikolojik sıkıntılarla ilgili yeterince farkındalık projesi yapılmadığını ve Benim Yolculuğum projesiyle yetim kalmış bir alanı sahiplendiklerini ifade eden Güner, bu alanda öncü olduklarını belirtti. Önümüzdeki yıl proje kapsamında etkinlikler yapmayı planladıklarını belirten Güner, klinik psikologlar eşliğinde hasta dernekleriyle birlikte hastaları dinlemeye ve onların her zaman yanlarında olmaya devam edecekleri vurguladı.

“Kronik hastalıkları kabullenme süreci hastalar ve hasta yakınları için zorlu bir yolculuk”

Kronik hastalıklar, bedenin herhangi bir yerinde meydana gelen, ömür boyu devam eden ve uzun süreli tedavi, bakım, denetim, gözlem ve rehabilitasyon gerektiren hastalıklardır. Sedef, ankilozan spondilit (AS), KOAH, kalp yetmezliği, multipl skleroz (MS), astım gibi rahatsızlıkların dünya ve Türkiye genelinde en çok görülen kronik hastalıklar olduğunu belirten Klinik Psikolog Funda Kıvrıkoğlu Yalçınkaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sadece Türkiye’de 1,5 milyon sedef, 350-400 bin AS, yaklaşık 400 bin MS, 3,5 milyon astım ve 2 milyonun üzerinde kalp yetmezliği hastası var. Kronik hastalıklara bütüncül sağlık sistemleriyle yaklaşılması gerekiyor.”

Yalçınkaya şöyle devam etti: “Bazı psikolojik sıkıntıların ana kaynağı kronik hastalıklardır. Uzun süre bu hastalıklarla yaşamak kişinin normal yaşama tekrar adaptasyonu için zorlayıcı olabilir. İlaç tedavisinin yanı sıra psikolojik destek bu hastaların yaşam kalitesini arttırma, tedaviye uyum sağlama ve hatta tedavinin olumlu sonuçlarla devam edebilmesi için çok önemli.” dedi.

Kronik hastalığı olan bireylerde fiziksel gereksinimlerin karşılanmasının son derece önemli olduğunu vurgulayan Klinik Psikolog Nuray Sarp Kulkara, “Fiziksel aktiviteleri sınırlanan kronik hastalar, günlük yaşamlarını sürdürmekte zorlanıyor. Bu nedenle kendilerini toplumdan dışlanmış hissediyorlar. Umutsuzluğa kapılan kronik hastalarda depresyon en çok karşılaşılan durumlardan biri. Bu nedenle kronik hastalığı olan bireyin bozulan dengesini yeniden kurabilmesi, sağlığıyla ilgili sorunlarını çözümleyebilmesi için normal bir yetişkinden çok daha fazla desteklenmeye, kabullenilmeye ve anlaşılmaya gereksinimi vardır” dedi.

Ceyda Düvenci’nin Yolculuğu

Sağlık alanında yaptığı çalışmalarla dikkat çeken oyuncu ve sunucu Ceyda Düvenci’nin moderatörlüğünde düzenlenen etkinlikte ünlü sunucu kendi yolculuğuyla ilgili şunları söyledi: “Herkesin bildiği gibi, kızım Melisa serebral palsi. Doğumdan sonra yaşadığı beyin deformasyonu sebebiyle, vücudundaki bazı yeteneklerini kaybetti. Daha doğru yürüyebilmesi ve vücut gelişimini doğru tamamlayabilmesi için ömür boyu fizyoterapi desteği almak zorunda. Melisa adına bu yolculuk çok zor. Ancak özel ihtiyaç sahibi çocukların doğuştan gelen bir güçleri, dirayetleri var ve çoğunlukla çok mutlu çocuklar. Bu noktada dikkatleri çekmek istediğimiz şey, özel ihtiyaç sahibi çocukların ailelerinin durumu. Özel ihtiyaç sahibi çocuğu olan ebeveynler, haklı olarak kendilerini her zaman ikinci plana atarlar ve sadece çocukları için yaşarlar. Tabii ki bütün anne babalar, çocukları için yaşar ama özel ihtiyaç sahibi bir çocuğa sahipseniz anne baba olarak en az onlar kadar önemlisiniz. Bu zorlu süreçte psikolojik destek almanız çok önemli. Çünkü birçok alanda kendinizi yetersiz hissedebiliyor, yorulduğunuz, gücünüzün tükendiğini hissettiğiniz anlar olabiliyor. Ya da geleceğe dönük, ‘ben olmadığım zaman çocuğuma ne olacak?’ korkusu, diğer ebeveynlere göre daha fazla yaşadığınız bir duygu olabiliyor. Bunların hepsi özel ihtiyaç sahibi çocuğu olan ebeveynlerin hissettiği ve çok insani duygular. Bu yolculukta psikolojik destek almak çok önemli. Hayatın zorlukları karşısında birey olarak psikolojik destek almak, o zorlukla ilgili yolculuğunuzda çok yardımcı oluyor. İşte tam da bunun farkındalığı için hem kendim hem de diğer anne babalar için buradayım ve Benim Yolculuğum projesine sonuna kadar destek veriyorum.”

Benim Yolculuğum deneyimleme alanında katılımcılar kendi yolculuklarına çıktılar

Benim Yolculuğum projesinin amacı; kronik hastalıklarla yaşayan insanlara online psikolojik destek videoları ile hastalıklarını kabul etmeleri ve yönetmeleri konusunda katkı sağlamak. Proje kapsamında çekilen 8 video astım, KOAH, sedef, kalp yetersizliği, multipl skleroz (MS) ve ankilozan spondilit (AS) ile ilgili örnekleri içeriyor. Projeyle, benzer süreçleri yaşayan hastalara destek sağlanması hedefleniyor.

Her bir video kronik hastalığın kabulleniş evrelerinden birini içeriyor. Bu evreler; sıradan dünya, maceraya çağrı, akıl hocasıyla buluşma, eşiğin geçilmesi, sınavlar-dostlar-düşmanlar, mağaraya iniş-ateşten gömlek, ödül-iksir ve yeniden diriliş-iksirle dönüş yolu. Kronik hastalıklarla mücadele eden herkes bu evrelerden geçiyor. Basın toplantısı mekânına kurulan deneyimleme alanında katılımcılar da bu süreçlerden geçerek kendi yolculuklarına çıkma şansı yakaladılar. Katılımcılar aynı zamanda, #benimyolculugum ve #buyoldayalnizdegilsiniz etiketleriyle kendi yolculuklarını sosyal medya hesaplarından paylaşarak projeye destek oldular.

Novartis Hakkında

Sağlık alanında dünyanın önde gelen kuruluşlarından biri olan Novartis, Türkiye’de de ilaç sektörünün lider firmalarından biri. Merkezi İsviçre’nin Basel kentinde bulunan Novartis yenilikçi ilaçlar, jenerik ve biyobenzer ilaçlar ve göz sağlığı ürünlerinden oluşan geniş ürün portföyüyle hastaların ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamak için çalışıyor. 2018 yılında Grup’un devam eden operasyonlarında 51,9 milyar dolarlık net satış rakamına ulaşılırken, bunun yaklaşık 9,1 milyar dolarlık kısmı Grup çapında Ar-Ge faaliyetlerine aktarıldı. Novartis, ürünlerini dünya çapında 750 milyondan fazla kişiye ulaştırarak yeni tedavilerin geniş kitlelere erişimini sağlıyor. Dünya genelinde 140’ın üzerinde ülkede faaliyet gösteren Novartis, tüm grup şirketlerinde yaklaşık 105.000 kişiyi istihdam ediyor. Novartis, Türkiye’de yaklaşık 2.400 çalışanı ile 1955 yılından bu yana üretim, pazarlama ve ilaç Ar-Ge’si faaliyetlerini yürütüyor. Daha fazla bilgi için: www.novartis.com.tr

Hibya Haber Ajansı